TOKİ tarafından İzmit ilçesindeki Sekbanlı-Sepetçi bölgesinde yapılan konutların anahtar teslim töreni gerçekleştirildi. 747 anahtarın teslim törenine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, TOKİ Başkanı Ömer Bulut, davetliler ile hak sahipleri katıldı. Konuşmaların ardından hak sahiplerine anahtarları teslim edildi.
Törende konuşan Bakan Özhaseki, bu dönemde özellikle 2 konuyla çok yoğun ilgilendiklerini belirterek, “Birisi 6 Şubat’ta meydana gelen ‘100 yıl’ dense de, ‘Asrın felaketi’ dense de şahsi kanaatimi söylüyorum; 1000 yıllık Anadolu medeniyetimizde başımıza gelebilecek en büyük felaketin izlerini giderebilmek. Oradaki yaraları sarabilmek için büyük bir gayretimiz var. Bu bizi bayağı meşgul ediyor. Sonra da haliyle, yaklaşan depremler karşısında şehirlerimizi daha dirençli hale getirebilmek, konutlarımızı, iş yerlerimizi daha güvenli hale getirebilmek için de bir mücadele içerisindeyiz. Bu konu da elbette ki bizleri müthiş şekilde yoruyor ve onlarla meşgul olmaya devam ediyoruz” dedi.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPIN, EN AZINDAN MANİ OLMAYA ÇALIŞMAYIN’
Bakan Özhaseki, 6 Şubat depremlerini anlatarak, “O günlerde rastladığımız bizim birçok yabancı misyon şefi arkadaşlar bu depremin ‘4’te biri eğer bizde olsaydı biz altından kalkamazdık’ diye hep ifade etmişlerdir. Bizler vicdanen huzurluyuz. Elimizden geleni yapıyoruz ama bir de o dönemde deprem turistleri vardı. Nüfusları milyonlarca, malum belediyeler o bölgelere sadece birkaç gün sonra özel jetlerle geldiler. İçerisi basın ordusu dolu. Yanlarına sosyal medya fenomenlerini aldılar özel jetlerine. İndikten sonra onları bir iki çadıra götürdüler. Onlar da orada selfieler çekindiler; bıraktılar gittiler. Onların da Allah iyiliğini versin. Onlar da zaten her dönemde böyle bir gariplikler içerisinde hayatlarını devam ettiriyorlar. Kentsel dönüşüm yapmaya kalkarsınız, ‘Efendim biz kentsel dönüşüme değil de rantsal dönüşüme karşıyız.’ Mecliste de geçenlerde bütçe görüşmelerinde dedim ki ‘Bu sözü söylemeyin. Yeter ya 20 yıldır. Bir tane kentsel dönüşüm yapın ne olur. Size rantsal dönüşüm yapın diyen mi var?’ Rantsal dönüşüm yapanın zaten Allah cezasını versin. Ne demek rantsal dönüşüm? Koca koca belediyeler var elinizde imkanlar var. Gelin bir tane yapın ya. Adam gibi bir kentsel dönüşüm yapın. En azından mani olmaya çalışmayın. Mani olamazlarsa davalar açıyorlar. Arkasından başka türlü de devam ediyor. Ne diyelim, kimisi iş yapmaya uğraşır, eser bırakmaya uğraşır, hayırlı bir iş yapayım diye çabalar, kimisi de mani olmak için çırpınır durur. Bu dünya zaten böyle devam edip gidiyor” diye konuştu.
‘İNSANLAR CAN ÇEKİŞİYOR, İKTİDARIN GİDİP GİTMEMESİYLE NE ALAKASI VAR?’
Bakan Özhaseki, konuşmasının devamında, “O günden beri hiç boş durmadık. Gece gündüz demeden çalıştık. O bölgelerde 1 saniyemiz bile boş geçmedi. Binden fazla şantiyemiz var. 300 bin kadar inşaat şu anda devam ediyor. 4 bin 333 tane köyde, 50, 100, 150 tane çelik karkastan evler yapıyoruz. O evleri de bir uçtan teslim ediyoruz. Şehir merkezlerine başladık. Şehir merkezlerinde, o merkezlere açılan ana caddelerdeki binaları kimlikli yapabilmek adına yine inşaatlara başladık ve bir taraftan da teslim ediyoruz. Yarın dağıtacağımız konutlarla birlikte 75 bin kadar konutu teslim etmiş olacağız. Biz böyle çırpınırken birileri de mani olmaya çalıştıkları gibi bir taraftan da laf atmaktan geri durmuyorlar. 1 ay kadar önce ana muhalefetin genel başkanı ‘Nerede bu evler?’ diye bağırıyordu. ‘Sizin başarınız burada sıfır’, bir şeyler diyorlar eline tabela almış. Bir başka genel başkan çıkmış diyor ki ‘Evleri kimlere verdiniz? Siz yüzde 100 AKP’lilere veriyorsunuz, arabalarınıza dağıtıyorsunuz değil mi?’ falan diyor. Zaten depremin ilk olduğu günlerde isim vermeyeyim, bir genel başkanla yardımcısı konuşuyor. Ramazan günü fazla da rahatsız olmalarını da istemiyorum, içimiz de yanıyor bu söylediklerinden dolayı ama şöyle söylüyorlardı; ‘Bu iktidar var ya depremin altında kalır.’ Kardeşim insanlar can çekişiyor, iktidarın gidip gitmemesiyle ne alakası var? Hepimiz seferberlik halindeyiz. Aylarca oradaydık” dedi.
‘NE YAZIK Kİ DİLLERİ BİRAZ KİRLİ’
Bakan Özhaseki, “Ev yapımlarına sert zeminlerde bilim adamları nasıl tarif etmişlerse 1 ay sonra başladık. ‘Acelenizde ne oluyor canım? Niye başlıyorsunuz ki evlere?’ diyenler şimdi ‘Evler nerede?’ demeye başladılar. Sonra da ‘Akrabalarınıza dağıtıyorsunuz’ falan demeye başladılar. Hepsine açık duyuruda bulunduk. Bakın şu anda yarınki dağıtacaklarımızla 75 bin tane evimiz hazır ve dağıtıyoruz. Gelin göstereyim. Bin tane şantiyemiz var. 110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz orada. 4 bin 333 tane köyde şantiye kurduk evler yapıyoruz. 50 tane, 100 tane hem de mis gibi evler. Mis gibi evler dediğim için bile dillerine düştüm. Hakikaten mis gibi evler, çelik karkaslı evler. İnsanlar tek başına belki de ekonomik gücü olup da onları yaptırma imkanı bulamayabilirler ama Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem yapıyoruz biz en güzelini yapalım, depreme de dirençli olsun.’ Hiçbir masraftan kaçınmadan emin olun bu evler yapılıyor orada. Fakat bu arkadaşlarımızın ne yazık ki dilleri biraz kirli. Bu deprem üzerinden bile siyaset yapmaya devam ediyorlar. Keşke deprem üzerinden siyaset yapılmasa. Bu arkadaşlar bazen ağzından çıkanı, ne dediklerini bilmiyorlar. Bazen de çabalıyoruz, söylüyoruz ama bir türlü söylediklerimizde anlamak istemiyorlar” diye konuştu.
Muhalefet belediyelerine ‘Algı belediyeciliği’ eleştirisinde bulunan Bakan Özhaseki, “5 dönem büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak her seçim geldiğinde millet önüne çıkardım, derdim ki ‘Bakın bana bir yetki verdiniz, mühür verdiniz, bütçe verdiniz, ben de 5 senede şunları yaptım; gücüm bunlara yetti. Eğer müsaade ederseniz önümüzdeki dönemde şunları yapmak istiyorum.’ Bundan daha makul, daha meşru bir şey olabilir mi? Millet de değerlendirir. Herkese bakar, ‘Tamam bu adam gitsin’ derdi. Ben de devam ederdim. Tabii oyumu da yükseltirlerdi. Allah razı olsun. Sorumluluğum artardı ama şimdi benim bu yaşta anlayamadığım yeni bir belediyecilik modası çıktı. ‘Algı belediyeciliği’ diyorlar, başını İstanbul çekiyor zaten. Kentsel dönüşüm için ayrılan para 500 milyonun altında fakat algı operasyonları için ajanslara verilen para 890 milyon lira civarında. Kentsel dönüşüme ayırdığın parayla reklama ayırdığın para bari eşit olsaydı. Ben bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Ne yapıyor peki o ajanslar? Fenomenleri ayarlıyorlar. Sosyal medyadaki hesabında güçlü adamları buluyorlar, paralar veriyorlar. Peki o paraları alanlar ne yapıyor? Başkan efendi oturuyor, alkışlıyorlar, ayağa kalkıyor, alkışlıyorlar, gülüyor, alkışlıyorlar, yatıyor, alkışlıyorlar. Tatile gidiyor, çalışıyormuş gibi gösteriyorlar. İş yapmıyor, yapıyormuş gibi gösteriyorlar. Vallahi ben bu belediyeciliği anlayamadım. Böyle bir anlayış, doğru bir anlayış değil. Bunların hepsi geçer gider ama kalıcı olan işte buradaki eserler, yapılanlar. İnşallah biz bundan sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, önderliğinde hizmet ve eser belediyeciliğine devam edeceğiz” dedi.
Bakan Özhaseki’nin konuşmalarının ardından hak sahiplerine anahtar teslimi gerçekleştirildi.